Meteor, bir göktaşı ya da güneşin etrafında dönen bir asteroit veya kuyruklu yıldızdan kopan bir parçacıklardır. Meteorlar atmosferdeki yüksek hız ve sürtünme nedeniyle bir an için gökyüzünde ışık çizgisi oluştururlar. Eğer bir göktaşı Dünya’ya yeteri kadar yaklaşırsa ve Dünya atmosferine girerse, buharlaşır ve bir meteor haline dönüşür. Sürtünme ısıyı yaratır ve yeterli ısı Dünya’dan görülebilen ateşli bir kaya topu oluşturabilir. Genellikle yerden 76 ila 120 kilometre arasındayken görünürler.
Bir meteoroid Dünya’nın üst atmosferine girdiğinde, havadaki sürtünme nedeniyle ısınır. Isı, göktaşının etrafındaki gazların parlak bir şekilde parlamasına neden olur ve bir meteor ortaya çıkar. Meteorlar genellikle gökten geçerken oluşturdukları parlak ışıklardan dolayı yıldız ya da düşen yıldızlar olarak adlandırılır.
Meteorlar, gökyüzünde rastgele konumlarda aralıksız olarak ortaya çıkarlar. Bununla birlikte, yıl boyunca belirli zamanlarda, meteorların oranı artar ve belirli bir noktadan atmosfere girer. Bu durum meteor yağmurları olarak bilinir. Atmosferde yanmayan meteorlar ise dünya yüzeyine düşer bu yüzeye düşen meteorlara da göktaşı denir.
Daha hızlı ve daha büyük meteorlar, gökyüzünde uzun süre parlayabilir. En küçük göktaşları genellikle sadece bir saniyeliğine parlar, daha büyük ve daha hızlı göktaşları birkaç dakikaya kadar görülebilir. Meteorlar uzay taşının kimyasal bileşimine ve içinden geçen havaya bağlı olarak farklı renklerde görünürler. Örneğin yüksek demir içeriğine sahip bir meteor sarı renkte görünür. Yüksek kalsiyum içeriğine sahip bir meteor ise, mor ışık çizgisi şeklinde görünür.
NASA’nın Johnson Uzay Merkezi, Dünya’daki birçok farklı yerden toplanmış bir meteor koleksiyonuna sahiptir. Koleksiyon, bilim adamları için bir meteorit kütüphanesi görevi görür. Bilim adamları farklı göktaşı türlerini inceleyerek, güneş sistemimizin asteroitler, gezegenler ve diğer bölümleri hakkında daha fazla bilgi edinmektedirler.
